İçten yanmalıların vakti daralıyor mu?
Avrupa Parlamentosu, şubat ayında, 2035’ten itibaren benzinli ve dizel araçların satışını yasaklayan yeni bir yasanın onaylanması yönünde oy kullandı.
Avrupa Birliği’nde (AB) iklim değişikliğiyle mücadele kapsamındaki çabaların bir parçası olan söz konusu uygulama, otomobil üreticilerinin yeni otomobillerden kaynaklanan karbon emisyonlarını yüzde 100 oranında azaltmasını öngörüyor. Bu, pratikte 2035 yılından itibaren fosil yakıtla çalışan hiçbir yeni geleneksel aracın satılamayacağı anlamına geliyor.
Benzinli ve dizel araç yasağı resmiyet kazanmadan önce nihai oylama için Avrupa Konseyi’ne gidecek. Ancak bazı ülkeler, değişikliğe karşı çıkmak ve hatta kararı geciktirmek için bir ittifak oluşturmaya çalışıyor.
Yasağa karşı hangi ülkeler bir araya geldi?
Almanya’nın başını çektiği ve aralarında İtalya, Polonya, Bulgaristan ve Çekya’nın da bulunduğu bir grup ülke, yeni mevzuatı yumuşatmak için bir ittifak oluşturdu. Birlik üyesi bu ülkeler, e-yakıtla çalışan araçların yasaktan muaf tutulması için bastırıyor.
Ancak Fransa Ekonomi Bakanı Bruno Le Maire’e göre Paris, yeni mevzuat için “mücadeleye” hazır. France Info’ya konuşan Le Maire, “Bunun (bu ittifakla) için mücadele etmeye hazırız çünkü geciktirmenin çevresel ve aynı zamanda ekonomik bir hata olduğunu düşünüyorum” ifadesini kullandı.
Avrupa Konseyi’nde 7 Mart’ta yapılması öngörülen oylama, onay için gerekli çoğunluğun sağlanamayacağı düşüncesiyle ertelenmişti. Halihazırda AB Konseyi dönem başkanlığını yürüten İsveç’ten bir sözcü ise oylamanın “zamanı geldiğinde” yapılacağını söyledi.
Peki, AB elektrikli araçlara geçmeye hazır mı?
İtalya, ağırlıklı olarak Fiat, Alfa Romeo ve Ferrari gibi içten yanmalı motora sahip araçların üretildiği otomobil markalarına ev sahipliği yapıyor. Ülkede yaklaşık 270 bin kişi, doğrudan ya da dolaylı olarak otomotiv endüstrisinde istihdam ediliyor.
İtalya Ulaştırma Bakanı Matteo Salvini, yeni yasayı AB için ekonomik bir “intihar” olarak nitelendirdi. Salvini, bu durumun Çin’e fayda sağlayacak ve Avrupa otomobil endüstrisine zarar verecek bir “ideolojik köktencilik” olduğunu savundu.
Keza Dışişleri Bakanı Antonio Tajani de mevzuatı yumuşatmaya çalışarak karbon emisyonlarında yüzde 100 yerine yüzde 90 azaltım çağrısında bulundu.
Enerji Bakanı Gilberto Pichetto Fratin oylama sırasında yaptığı açıklamada, “Brüksel’de AB ülkelerinin büyükelçileri toplantısında İtalya, 2035 yılına kadar içten yanmalı motorlu otomobil ve kamyonetlerin üretimini ve satışını yasaklayan düzenlemeye karşı bir pozisyon ortaya koyacak” çıkışında bulundu.
Ayrıca İtalyan Bakan Fratin, “İtalya, geçiş aşamasında sıfır emisyona ulaşmanın tek yolunun elektrik olmaması gerektiğine inanıyor” sözleriyle Roma’nın pozisyonunu aktardı. Diğerleri de ne Avrupa endüstrisinin ne de halkın böylesine köklü bir değişime hazır olduğu uyarısında bulunuyor.
Avrupa Parlamentosu’ndaki merkez sağ oluşumlardan Avrupa Halk Partisi Grubu, yasanın, yeni satışların yasaklanması sonrası vatandaşların elektrikli yeni araç alamayacakları için daha eski içten yanmalı motorlu arabaları kullanmasına yol açabileceğini belirtiyor.
Avrupa Halk Partisi’nden Alman Parlamenter Jens Gieseke, elektrikli otomobillerin daha ucuz olduğu yönündeki iddiaların, artan enerji maliyetleri nedeniyle “geçersiz ve hükümsüz” hale geldiğini savunuyor.
Mevzuata karşı çıkanlar ayrıca otomobil bataryalarının AB yerine yurt dışında üretildiğini savunuyor.
Almanya içten yanmalı motor yasağında ‘esneklik’ için bastırıyor
Almanya, Volkswagen ve BMW gibi dünyanın en büyük otomobil markalarından bazılarına ev sahipliği yapıyor.
Aynı zamanda Almanya, Avrupa Komisyonu’nun 2035’ten sonra iklim-nötr yakıtlar ya da e-yakıt kullanan içten yanmalı motorlara izin vermesi çağrısının en güçlü ve en öncü seslerinden biri.
Ulaştırmadan Sorumlu Devlet Bakanı Michael Theurer, Komisyon’un “e-yakıtların nasıl kullanılabileceği ya da iklim-nötr yakıtlarla çalışan içten yanmalı motorların nasıl organize edilebileceği konusunda bir öneriyle” gelmesi gerektiğini belirtti.
Alman bakan, elektrikli araçların “varılacak hedef” olduğunu ancak diğer sıfır emisyon teknolojilerinin de desteklenmesi gerektiğine inandığını sözlerine ekledi.
E-yakıtlar, teorik olarak yandıklarında ürettikleri karbonu dengeleyen CO2 emisyonlarını yakalayan malzemeler kullanılarak üretiliyor.
Keza içten yanmalı motorların modifiye edilmiş versiyonlarının hala kullanılabilmesi için geliştiriliyor.
Almanya Ulaştırma Bakanlığı, konuyla ilgili bir çözüme ulaşmak için Komisyon ile temas halinde olduğunu açıkladı.
E-yakıtla çalışan otomobiller için yeni bir kategori
Avrupa Komisyonu’nun bir taslak önerisine göre, 2035 sonrası iklim açısından nötr e-yakıtlarla çalışan otomobillerin satışına izin verebilir.
Almanya ile yaşanan anlaşmazlığı çözmeyi amaçlayan taslak, AB’de sadece bu yakıtlarla çalışabilecek yeni bir otomobil kategorisinin oluşturulmasını öneriyor. Ancak benzin ya da dizel kullanıldığında bu araçların çalışmasını engelleyecek bir teknolojinin kurulması gerekecek.
Bu da yeni motorların geliştirilmesini gerektireceğinden sorunlara yol açabilir ki otomobil üreticilerinin bundan memnun olması pek mümkün görünmüyor. Ayrıca bu yakıtlar henüz pratik olacak kadar büyük ölçekte üretilmiyor.
Potsdam İklim Araştırmaları Enstitüsü tarafından yapılan bir araştırmaya göre, dünya çapında planlanan tüm e-yakıt projelerinin, Almanya’da havacılık, kimyasallar ve gemicilik için mevcut talebin sadece yüzde 10’unu karşılayacak seviyede olduğunu ortaya koyuyor.
“Gezegenimiz ve halklarımız için bir zafer”
Ulaştırma Komitesi Başkanı Karima Delli, şubat ayında AP milletvekilleri tarafından alınan kararın “ekolojik geçiş için tarihi bir oylama” olduğunu söylemişti.
Fransız parlamenter, “2050 yılında yollarımızda artık benzinli ya da dizel araç olmayacak” demişti. Delli, mevzuatın ‘gezegen ve insanlar için bir zafer’ olacağını da savunmuştu.
Ancak AB Başkan Yardımcısı Frans Timmermans, Çin’in geçen yıldan bu yılın sonuna kadar uluslararası pazara 80 yeni elektrikli otomobil modeli sunacağı konusunda milletvekillerini uyararak otomobil endüstrisinin hazırlıklı olması gerektiğini kaydetti. Timmermans, elektrikli araçlara atıfla, “Bunlar iyi arabalar” değerlendirmesinde bulundu ve “Bunlar giderek daha uygun fiyatlı olacak otomobiller ve bununla rekabet etmemiz gerekiyor. Bu temel endüstriyi yabancılara bırakmak istemiyoruz” şeklinde konuştu.
Birçok Avrupalı otomobil firması şimdiden elektrikli araç pazarında rekabetçi hale gelerek yeni yasaya (uyumlu hale gelmeye) hazırlanıyor. Otomotiv endüstrisi de yasaya karşı kayda değer lobi faaliyeti yürütmedi. Bu da elektrikli araçlara geçişin çoktan başladığının bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.