Elektrikli otomobiller ile karavancılık bitecek mi?
Torklu ve güçlü elektrik motorlarıyla, elektrikli ve hibrit otomobillerin, geleneksel içten yanmalı modellere göre çok daha az çabayla ağır yükleri çekebilen mükemmel çekiciler olacağını düşünürsünüz. Yine de birçoğunun teknik özelliklerini derinlemesine araştırdığınızda, çok azının bir karavana veya bir römorka bağlanabileceğini göreceksiniz. Bunun nedeni ise bir çeki demirini fiziksel olarak bağlayamamanız değil, basitçe söylemek gerekirse, büyük çoğunluğa TİP onayı verilmemiş.
KARAVAN ÇEKMEK İÇİN EN İYİ ELEKTRİKLİ OTOMOBİL HANGİSİ
Peki neden? Sahip oldukları teknolojiden menzil endişelerine kadar birçok neden var, ancak belki de mühendislik açısından en büyük engel kütleleri. Taşıdıkları bataryalar nedeniyle bu otomobiller içten yanmalı motora sahip versiyonlarına göre oldukça ağırlar. Örnek vermek gerekirse Volvo XC40’ın elektrikli versiyonu benzinli modele göre 533 kg’lık ekstra ağırlığa sahip. Bunun üstüne bir de karavan veya römork çekilmesi frenler ve şanzımana daha çok yük binmesine neden olacak. Karavanla birlikte bir 1800 kg’lık bir hibritin yürüyen ağırlığı üç tona kadar çıkabilir. Bu durum önemli bir mekanik iyileştirme gereksinimine yol açar.
Benzer şekilde, karmaşık rejeneratif fren sistemi de engelleyen faktörlerden birisi. Yavaşlarken, bir elektrikli ve hibritlerde elektrik motoru bir jeneratör görevi görür ve bataryayı şarj eder. Bu sayede içten yanmalı motorlarda ortaya çıkan “motor freni” etkisinin bir benzeridir. Bu fren sistemi, aracın boş ağırlığına göre ayarlandığından, özellikle dik inişlerde ağır bir römorkun yarattığı ekstra kinetik enerji ile sistemin aşırı yüklenmesine neden olabilir. Tabii ki, birçok elektrikli araç rejeneratif frenlemeyi devre dışı bırakmanıza izin verir ancak bu motoru kurtarabilirken, sürtünmeli fren sistemi üzerinde çok büyük bir yük oluşturacaktır. Oldukça basit bir mekanizmaya sahip frenli römorklar için bile bu geçerli. Çekici araç yavaşlarken, frenli karavanlarda çekme okundaki mekanizmayı itmesi ile tetiklenen frenler ancak sert frenlerde devreye giriyor. Yani yine de gerçek yük, çekici aracın frenleri üzerinde oluyor.
Son olaraksa, menzil sorunu var. Bataryadan güç alan otomobilinizin arkasına ağır ve aerodinamik açıdan verimsiz bir yük bağladığınızda, elektrik tüketiminde önemli bir artış görmeniz mümkün. Bu, kamp yerleri bulmak için çok uzaklara seyahat etmek isteyen karavan sahipleri için önemli bir sorun. Çarpıcı bir örnek olarak, 2020’de Audi Kuzey Amerika, Tulsa, Oklahoma’dan Austin, Teksas’a 805 km’lik bir yolculukta 1800 kg’lık bir römork çekmek için bir E-tron kullandı. Bu yolculuk sırasında E-tron dolu batarya ile yaklaşık olarak 161 km yol kat etti. Bu normal şartlarda 388 km olan menzilinin yarısından daha az.
Hangi elektrikli otomobiller karavan çekebilir?
Tüketici tercihleri fosil yakıt kullanan otomobillerden elektriklilere doğru kaydıkça karavan veya römork çekebilecek modeller de artmaya başladı. Elektrikli otomobillerin lideri konumundaki Tesla’nın Model X’i frenli olmak kaydı ile 2270 kg’a kadar bir römork çekebiliyor. Onu ise 1800 kg’a kadar frenli veya 750 kg’a kadar frensiz çekme kapasitesine sahip Audi E-tran ve Mercedes EQC takip ediyor. Polestar 2’nin frenli römorklar için sınırı 1500 kg ve frensiz ise yine Almanlar gibi 750kg. Jaguar I-Pace, Ford Mustang Mach-E frenli veya frensiz olmasından bağımsız olarak sadece 750 kg’a kadar römork çekme kapasitesine sahip. Römork çekebilen diğer araçlar arasında ise Stellantis’in elektrikli MPV üçlüsü bulunuyor. Opel Vivaro e- Life, Citroen e-SpaceTourer, ve Peugeot e-Traveller, bir tona kadar çekme kapasitesine sahip üç mode olarak öne çıkıyor. Şimdilik, çekebilme kapasitesine sahip elektrikli modeller için bu oldukça fazla, ancak VW’nin yakın zamanda ortaya çıkan ID 4’ün de 1000 kg çekmesiyle sayıların artmasını bekliyoruz.
Hibrit otomobiller karavan çekebilir mi?
Hibrit otomobillere baktığımızda ise bu konuda biraz daha şanslı olduklarını görebiliriz. Kendi kendilerini şarj etmeleri menzil problemini ortadan kaldırıyor. Ayrıca rejeneratif frenleme etkisi de daha düşük olduğu için elektrikli motor ve elektronik kontrol ünitesine daha az yük biniyor. Tabi en önemlisi ise model yelpazesinin çok daha geniş olması.
Bu konuda yapacağımız değerlendirmede “mild-yarı hibrit” denilen, marş veya altenatörün yerini daha kapsamlı bir ünitenin aldığı modelleri görmezden geleceğiz. Bu otomobiller sadece elektrikle ilerleme kapasitesine sahip olmadıkları için geleneksel içten yanmalı motorlu modeller ile birlikte ele alınıyor.
Daha geleneksel hibritlere bakarsak, Toyota’nın Prius ve CH-R’si maksimum 725 kg çekebilirken , Corolla 25 kg daha fazla kapasiye sahip. Honda CR-V Hybrid ve Hyundai Ioniq de Corolla gibi 750 kg’lık römorkleri çekebiliyor. iKia Niro ise biraz daha fazla güce sahip ve 1300 kg’a kadar frenli bir römorku çekebilirken, dört tekerlekten çekişli Toyota RAV4 1650 kg ile iddialı bir değere imza atıyor. Ancak çekme kapasitesi konusunda liderlik Lexus RX 450h’a ait: Tam iki ton
Şarj edilebilir hibritler sınırları zorluyor
Eğer bir römork veye karavan çekmek söz konusu ise şarj edilebilir hibritler ise bir en iyi seçenek. Kia Niro PHEV hibrit ikiziyle tam olarak aynı ve 1300kg kapasiteye sahip. Bununla birlikte, Mitsubishi Outlander PHEV’in frenli römork için sınırı 1500 kg olarak açıklanırken, Volkswagen Golf GTE’nin kapasitesi ise 1600 kg. Bu konuda çok çalıştığı belli olan Volvo, XC60 T8 Recharge ile 2100 kg, V60 T8 Recharge ile de 2000 kg çekme kapasitesini kullanıcılarına sunuyor. Volvo XC90 T8 Recharge ise Audi Q7 TFSIe gibi 2700 kg’lık römorkları çekebiliyor.
Porsche Cayenne E-Hybrid ve yakında tanıtılacak Volkswagen Tourger R ise limitleri zorlamayı seven iki model. 3500 kg’lık çekme kapasiteleri otomobillerin limiti mi bilmiyoruz ama yasal olarak bundan fazlası çekmeleri mümkün değil.
Elektrikli ve hibrit otomobiller çekilebilir mi?
Tüm arçalar gibi elektrikli veya hibrit otomobiller de arızalanarak çekilme ihtiyacı duyabilir. Peki bu otomobilleri çekmek zararlı mı? İlk olarak en önemli tavsiyemiz, bir halat ile çekmek yerine çekici çağırmak olacaktır. Çoğu elektrikli otomobilin şanzımanında boş konumu yok. Bu da motorun devamlı devrede olduğu anlamına geliyor. Bu araçlarda çekişin aktarıldığı tekerleklerin yerden kesilmesi üreticiler tarafından önerilmekte. Hatta mümkünse otomobilin düz yataklı bir çekiciye yüklenmesi tavsiye edilmektedir. Birçok elektrikli model otomatik park freni kullanıyor. Özellikle önden çekişli modellerde, ön tekerlekleri yerle temasını kesseniz de elektronik park freni devreye gireceği için çekme işlemi yine de araca zarar verebilir.
İngiltere merkezli olan ve tüm Avrupa’da yol yardım konusunda faaliyet gösteren The Automobile Association – Otomobil Birliği’nin test ettiği aparatla ilerleyen günlerde bu soruna bir çözüm bulabilir. İnce tip stepneleri andıran bu cihaz, otomobillerin arka tekerleklerine takılıyor. Bu aparatlar ile arka tekerlekleri yerden kesin araçları da çekmek mümkün olacak.