
BMW X1 – Stil sahibi

BMW X1 ile ilk karşılaşmamız 2009 yılında oldu. BMW 1 Serisi platformu üzerinde yükselen otomobil dört tekerlekten çekiş sistemi ile donatılmış ve Alman üreticiyi C-SUV segmentinde temsil ediyordu. E48 kasa kodu ile anılan X1 daha sonra arkadan itişli versiyona da kavuştu. Ve artık X1 BMW’nin yeni önden çekişli platformunu kullanıyor.
X model ailesinin en küçük üyesi olan X1’e baktığımızda küçültülmüş bir X5 olduğu göze çarpıyor. Bu nedenle X1’e de yakışıklı bir otomobil diyebiliriz. Evet, X5’in oranlarına sahip değil ama yine de kendisini belli ediyor.
BMW X1’in iç mekânı da yine diğer modellerden çok farklı değil. Kalite BMW standartlarında. Deri koltuklar ve temas edilen diğer bölgelerde dokunma hissi güzel. Kabinde sunulan yaşam alanı ise yeterli. Arka koltuklarda diz mesafesi daha iyi olabilirdi fakat yetersiz demek de X1E haksızlık olur. 505 lt’lik bagaj koltuklarında yatırılması ile 1550 lt’ye kadar genişletilebiliyor.

BMW X1, Türkiye’de sadece biri benzinli diğeri dizel iki motor seçeneği ile satışa sunuluyor. Her ikisi de 1.5 lt hacme ve üç silindire sahip olan motorlardan biz dizel olanını kullanma fırsatı bulduk. 4000 d/dak’da 116 bg üreten motor, 1750 d/dak’dan itibaren 270 Nm tork sağlayabiliyor. Motor sekiz ileri otomatik şanzıman aracılığı ile gücünü ön tekerleklere aktarıyor. Motorun tüketimi BMW tarafından şehiriçinde 4.7 lt/100 km olarak açıklanıyor. Bu değer gerçek hayata yaklaşık 1 lt daha fazla olarak yansıyor. Kabin izolasyonu iyi olduğu için sesi fazla duyulmasa da X1’in motorunun sesli çalıştığını söylememiz gerekli.
BMW X1’in sürüşüne geçelim artık. BMW önden çekişe geçtiğinde tüm otomobilseverler olarak ufak bir şaşkınlık yaşadık. Yılların alışkanlığından vazgeçilecek, BMW’ler artık “yan makinesi” olmayacaktı. 2 Serisi Active Tourer ile bu gerçekleşti. Modelin çok tutulmaması ile BMWnin önden çekişe geçişi sınırlı kaldı. Fakat yeni 1 Serisi ile birlikte daha geniş kitlelere yayılan bu geçiş, 2 Serisi ile hızlandı. Ve ilk önden çekişli X olarak da X1 karşımızda duruyor.
Şimdi BMW markası bize sportif sürüşü, milimetrik hassasiyete sahip direksiyonu, üst düzey yol tutuşu kaliteli otomobiller ile harmanlayarak sunar. Fakat bunun yanında sert bir süspansiyon, manevralarda sürücüyü zorlayan direksiyona da alışmak gerekli. Yani eğer bir BMW kullanmak istiyorsanız önceliklerinizi iyi belirlemeniz gerekiyor.

X1’in direksiyonuna da bu hislerle geçtim. Ağır direksiyon, 18 inç jantlarla iyice sertleşen süspansiyon BMW kullanmak için katlanılabilir şeyler. Fakat yola çıktığımızda bu BMW’de bir isteksizlik olduğunu fark ediyorsunuz. Gaz pedalına istediğim kadar hızlı tepki vermiyor, direksiyon beklediğim kadar hisli değil. Tam olarak BMW gibi hissettirmiyor yani uzun lafın kısası. Evet büyük bir değişim yaşandığının farkındayım ve o yüzden biraz daha şans veriyorum X1’e. Virajlarda aradığım tada yakın bir sürüş sergiliyor X1. Sonuna kadar tutunmaya istekli. Fren pedalının dozlamasını çok sevmesem de bir süre sonra alışılıyor. Sürüşün ilerleyen kısımlarında iki şey değişmiyor; süspansiyonun yorucu sertliği ve direksiyon hissinin yetersizliği. Tabi burada kast ettiğimiz bir BMW için yetersizlik. Yoksa sınıfındaki birçok modelden çok daha iyi bir direksiyona sahip. 116 bg’lik üç silindirli motor elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor. Fakat performans beklentilerini karşılamaktan uzak. Şehiriçinde ise yeterli esnekliğe sahip. Genel olarak baktığımızda X1’in sürüşü BMW karakterinden biraz uzaklaşmış olsa da sınıfın kalanına göre iyi diyebiliriz.
BMW X1, Türkiye’de 552 bin 200 TL’den başlayan fiyatlarla satılıyor. Eğer üst düzey bir performans beklentiniz yoksa BMW X1 sahip olduğu donanım ve kalite ile bu fiyatın hakkını verebilecek bir otomobil.